Bir gece de doğdum, bir ömürde ölemedim. Her gün yeni bir başlangıç dedim eskisini bitiremedim...

3 Şubat 2013 Pazar

Gölgeler







Bazen her şey bu fotograftaki gibi hem belirgin, hem karanlık, hem siyah, hem beyaz... Ama griler hiç yok.  Yani bazı yanlarımız var ki karanlık ama bizi biz yapıyor. detaylar görünmese bile bütünü olduğu gibi gösteriyor.

Gölgelerle arkadaş olursanız ister istemez güneşlede aranızda bir bağ kurmuş olursunuz. Güneşin sizin gölgelerinizi var ettiğini unuttuğunuz anda güneşinizide, gölgelerinizide sonsuza kadar kaybedersiniz. O zaman size kalan sadece karanlıktır. Karanlığı seviyorsanız sizde benim gibi, sessizliği seviyorsunuz demektir. Sessizlik içimdeki kadınların bilmediği bir eylem. Susmuyorlar. konuşuyorlar sadece konuşuyorlar... bir kapatsalar çenelerini,biraz dursalar beni içimdeki boşlukla biraz sulasalar başka bir şeye gerek yok. biraz durup uyanacağım...

Uyanmam diye korkuyorlar. Gülmediğim için çekiniyorlar, anlatmadığım için sıkılıyorlar, hissetmediğim için çözemiyorlar. Öyle değişik bir dönemdeyim ki içim dondu resmen. Benim gibi yemek ile arasında sıkı fıkı bir bağ kuran birisi için canının bir şey istememesi çok acayip. İstese tamam diyeceğim her şey normal. Ama değil. bu sefer aynı değil, beni korkutan da bu. Bu duruma aşina değilim. İnsan bilmediği bir şey ile nasıl savaşır, nasıl yener onu. Kendini nasıl kurtatrır.Sinirli desen değilim, sakin desen hiç değilim dedim ya size arafta bir gölgeyim resmen.

İçimdeki yangın bile çözmüyor donukluğumu. Bu ne boktan bir durum. İçimde bir yerlere seslenmeye ve ulaşmaya çalışıyorum. Ulaşamıyorum,duyuramıyorum sesimi.

Duyurmam lazım sesimi, kurtarmam lazım kendimi. Bu kurduğum cehennemimden azad etmem gerek kendimi. Ama nasıl? Asıl soru da sorunda bu!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder