Bir gece de doğdum, bir ömürde ölemedim. Her gün yeni bir başlangıç dedim eskisini bitiremedim...

30 Mayıs 2013 Perşembe

Bin kadın, bir beden ; Üç Şair Üç Şiir...


                Tüm kutlamalar az kalır bunların yanında, içimdeki kadınlarımın hepsine iyiki doğdunuz...

Kutlu olsun dogum gunun, kotulukler uzak olsun
Mutlu ol omrunce, uzulmeler sana yasak olsun
Kalbin kirilmasinda, uzerinde kir pasak olsun
Sen uzulme sakin, uzulmelerim sana feda olsun

İyi ki dogdun, iyi ki vermiş yaradan seni bizlere
Yildirim gibi caktin, guneş gibi actin ustumuze
Soz oldun, mani oldun, saz oldun bestemize
Kutlu olsun dogum gunun,nice mutlu senelere

Can yücel

***
Yapraklara dallara, yeşillere, allara,
nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara.
Yaprak dala, al yeşile yaraşır,
gayrı bundan böyle vermem seni ellere

Nazım Hikmet Ran

***
Sen iyi ki doğdun
Ben iyi ki yaşıyorum
Ne güzel şey
Seni hala seviyorum

Aziz Nesin


14 Mayıs 2013 Salı

öfkemin prangasında geçen sukunet...


Bir ben var ki içimde sureti aynı ben fıtratı ise bir akis sadece... Çoğu zaman görmediğim, karşılaşmadığım ve unuttuğum ama hep benimle olan...

Onu pusuya yatmış beni beklerken buldum, avının kokusu almış bir hayvan misali orada kıpırdamadan duruyordu. Ne zamandır oradaydı da beni izliyordu ve ben neden fark etmedim bilemiyorum. Ama benim onu fark etmem ile onun yüzünü bana göstermesinin aynı ana tekabül etmesi tamamen benim şansızlığımdandı. Başka bir şeyden değil.

Bir anda parlayan öfkemin bedenimi sarıp sarmalaması sadece saniselerimi aldı, daha fazlasını değil. Dönüşüm başlamıştı, artık durmanın imkanı yoktu. Hormonlarım isyan ediyor, beynimi yavaş yavaş ele geçiriyorken gözümü örten perde, kalbimin rüzgarında dalgalanıyordu. Ben ise annesinin kucağındaki bebek gibi öfkemin kucağında bir sağa bir sola savruluyor ama hiç bir şey hissetmiyordum. Zaten o anda hiç bir şeyin önemi de yoktu. Zaman, mekan, duygu gibi algılarım kaybolmuş yerini sınırsız gibi görünen bir öfkeye bırakmıştı.

Öfkenin içinde ki hapisin prangası zamandır. Ben artık özgürüm. Bir sukunetin eşiğindeyken, yarım olduğumu anlıyorum. Öfkemin tamamladığı yarımın eksikliğini hissediyorum.

Öfkemi özlüyorum sadece...