Bir gece de doğdum, bir ömürde ölemedim. Her gün yeni bir başlangıç dedim eskisini bitiremedim...

1 Ekim 2012 Pazartesi

içimdeki 1001 kadın ve ben

 Siz hiç boşluğun içinde asılı kaldınız mı? Ben kaldım. 

     


Bir ikizler kadınına yakışanın tersine biraz fazla depresifim bu aralar... Neşem pek solgun. 31 yaşıma basmamla beraber içimdeki bir şalterin kalktığını hissediyorum. Hayata bakışım her geçen gün değişiyor. Hayatta yapmak istediklerim, kim olmak istediğim netleşiyor. Fakat bu netleşmenin yanı sıra geç kaldım korkusu da içimde büyüyor. İstediklerimi hiç yapamayacakmışım gibi geliyor. Bu duygu içimdeki sıkışmışlıkla birleşince bildiğiniz mengene etkisi yapıyor. Hele bir de boşlukta hissiyle birleşince kaçma umudumu tüketiyor. Valla Allah sizi inandırsın pek iç açıcı değilim bu aralar.

Bende boş durmuyorum tabii ki, içimde barındırdığım onca kadının birinden akıllıca bir fikir çıkacaktır elbet düşüncesiyle onlarla konuşayım dedim. Aman yarabbi ben ne yapmışım böyle, aklı salim hiç kimse yapmaz dedirttiler. O kadar çokmuşlar ki içimde ben kendimi tanıyamadım, susmaz mı biri yaa. Valla her sabah bu kadar yorgun kalkmama pek şaşırmamalı. Vır Vır Vır.... konuşan bir dolu kadın. Neyse baktım ki bu da bir fayda vermeyecek içlerinden 6 tanesini seçerek ne istiyorsunuz dedim. Hepsi teker teker konuştular,isteklerini anlattılar kendi dilleriyle. Her birinin isteği bir diğerinden farklı ama yaptığımız görüşmelerimizin hepsinde çıkarımım şu oldu ki özgür olmak istiyorlar aslında. Nasıl özgürleştireceğim ben sizleri diye kafa yorarken yazarak dediler hep bir ağızdan." Sen bizim toplamımızsın, bizi yazsan yeter." dediler. Onlar yaz dediler güzelde kim okuyacak bizi dedim, zaman yok dedim, ne yazacağım dedim, biliyorsunuz düzenli yazamıyorum ben bugüne kadar günlük bile tutmayı başaramamış birisi olarak bunu nasıl yapabileceğimi bilemiyorum dediğimde hepsi birleşti ve hep bir ağızdan biz sana yardım edeceğiz ve herşey daha güzel olacak göreceksin dediler. O an doğru olan şeyin yazmak olduğunu anladım, çok uzun zamandır hem fikir oldukları bir konu görmemiştim ve bundan etkilendiğimi itiraf etmeliyim.

Bende bu işi daha düzgün yapmak için gereken şeyleri araştırıp okumaya koyuldum. Şimdi iki kaynaktan okuyarak nasıl yazmalıyımı öğreniyorum. Ama orada öğrendiğim ilk şey; Yazdığın yazının az yada çok olması önemli değil, önemli olan düzenli yazabilmek. İşte bende bu ilk kuralı uygulamak için kolları sıvadım ve başladım yazmaya.

İkncisi; İnsan en kolay, bildiği şeyi yazarmış. O yüzden ben de başladım en iyi bildiğimi sandığım şeyden yani  kendimden. Boşluklarımdan, doluluklarımdan, yeteneksizliklerimden, bana dair ne varsa onlardan. Kimi zaman ödevlerimden kimi zaman dedikoladan bahsedeceğim ama bu sefer düzenli olarak mutlaka yazacağım. Bu düzenin sıklığını bulmak da kolay değil elbet ama bakalım elbet ona da bir ad koyacağım bugün.

Sonrada size anlatırım ne yapacağımı, başlarız beraber bir şeyler yazmaya....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder